COVID-19 pandemisi engellileri ve ailelerini nasıl etkiledi

COVID-19 pandemisi engellileri ve ailelerini nasıl etkiledi

Ayşe Sarı yazdı: “Engelli ve aileleri bu süreçten orantısız etkilendiler; daha fazla yoksullukla karşı karşıya kaldılar, alınan önlemlerin ve politikaların engelliliğe duyarlı olmaması sorunların etkisini ağırlaştırdı.”

Ayşe SARI

Sosyal Hizmet Uzmanı, SAHİMSEN Engelliler Komisyon Başkanı

15 Haziran 2020

Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan COVID-19 pandemisi, toplumun özel politika gerektiren gruplarını daha fazla etkiledi. Yaşlılar, mülteciler, refakatçisi olmayan çocuklar, kronik hastalığı olanlar, engelli ve aileleri, hamile çalışanlar, kız çocuklar, kadınlar ve özellikle kırsalda yaşayan herkes; temiz suya, temiz ve yeterli gıdaya, sağlıklı-sıcak barınma olanaklarına, yeterli sağlık hizmetine ve pandemiyle ilgili bilgiye erişimde güçlük yaşadılar. Engelli ve aileleri de bu süreçten, orantısız derecede etkilendiler. Daha fazla yoksullukla karşı karşıya kaldılar. Alınan önlemlerin ve pandemiye yönelik politikaların engelliliğe duyarlı olmaması, sorunların etkisini daha da ağırlaştırdı. Normalleşme sürecine girilse de vaka sayılarının artış göstermesi ve sürece dair belirsizlikle birlikte, yaşanan sorunların ve etkilerinin daha da derinleşeceğini söyleyebiliriz.

COVID-19 pandemisinin Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nin 11.maddesi bağlamında engelliler için “risk durumları ve insani acil risk durumlar” olduğunu, Taraf Devletlerin süreç içinde tüm ulusal ve uluslararası insancıl hukuk bağlamında gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunu ve engellileri ilgilendiren tüm kararlarda sürecin en başından başlayarak engellileri ve engelli örgütlerini karar mekanizmalarına dahil etmeleri gerektiğini bir kez daha teyit ederek, aşağıdaki hususları dikkatinize sunarız.

  1. Bu süreçte doğan engelli bebekler ve yeni teşhis konulmuş olanlar, rapor alamadılar. Süreç içinde süresi biten raporların geçerliliği korunsa da yeni raporlama hakkında önlem alınmamıştır. Raporlama yapılmadığında engelliler, ihtiyaç duydukları tıbbi araç ve gerece erişemedikleri gibi, engelli aylığı ya da evde bakım aylığı gibi mali yardımlara ulaşamamışlardır. Yeni engellilik teşhisi konulan bireylerin, sağlık kurul raporu yerine engellilik durumlarını ortaya koyan “ön raporlama” yapılması yönünde öneri Bakanlığa iletilmiş ancak karşılık bulmamıştır.
  2. Bilindiği gibi, pandemi sebebiyle hastanelerde “acil olmayan” tüm ameliyatlar ertelendi. Engelliler için zamanında yapılması zorunlu ameliyatların “acil olmayan ameliyat” olarak tanımlanması, telafisi güç zararlara neden olmuştur. Sağır çocukların dil gelişimini kazandığı yaş olan 4 yaşına dek koklear implant ameliyatının yapılması zorunlu iken, ameliyatların ertelenmiş olması telafisi güç zararlar doğuracaktır. Ameliyatların yapılamıyor olması engelli bireylerin sağlığa erişimi bağlamında ciddi sorunlar yaşattığı gibi, engellilik halinin artmasına ve telafisi mümkün olmayan sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
  3. Süreç içinde zorunlu sağlık kontrollerini yaptıramayan engellilerin olduğunu, bu durumun ileriye yönelik ciddi sağlık sorunlarını getireceğini vurgulamak isteriz. Pandemi vakaları dışında poliklinik hizmetlerinde önemli kısıtlamalar oldu. Sağlığa erişememe ve sağlık kontrollerinin yapılamaması, var olan engellilik halinin artmasına, ilave hastalıkların ortaya çıkmasına, obezite ve kronik hastalıkların artmasına ve psiko-sosyal engellilik halinin artmasına neden olacaktır.
  4. Süresi biten engelli sağlık kurul raporları, kronik hastalıklara ait ilaçlar, malzeme raporları ve RAM (Rehberlik Araştırma Merkezi) raporlarının yenilenme süreci çok uzun süreceğinden ve rapor işlemlerinde bir yığılma olacağından, süresi biten raporların en azından 1 Ocak 2021 tarihine dek geçerli olması sağlanmalıdır. Eğer planlamada süresi biten raporların yenilenme süreçleri dikkate alınmaz ise, birçok kişi başta engelli aylığı ve evde bakım aylığının kesilmesi gibi birçok hak kaybına uğrayacaktır.
  5. EBA sisteminin her türlü engel grubunu kapsamaması birçok engelli çocuğun uzaktan eğitime erişememesine neden olmuştur. Bu konuda özellikle kör, az göre ve sağır çocukların mağdur olduğu bilinmektedir. Süreç içinde, her çocuğun uzaktan eğitime eriştiği varsayılmıştır. Aynı evde farklı sınıflardan birden fazla çocuğun EBA’yı aynı anda açması gerektiğinde dahi, bu çocukların EBA’ya nasıl ulaşacaklarına dair çözüm sunulmamıştır. Kırsaldaki çocukların çoğunun da eğitime erişemediğini biliyoruz. Bu sorunun EBA sisteminin erişilebilir hizmet sunması için Milli Eğitim Bakanlığı’nın, engellileri ve engelli örgütlerini sürece dahil etmemesinden kaynaklandığını belirtmek isteriz.
  6. Elazığ depremi ve pandemi nedeniyle EKPSS başvurularını yapamayan, hatta kırsalda yaşadığı için EKPSS başvurusundan haberdar olamayan adaylar olmuştur. Beklenti, başvuruların yeniden açılması yönündedir. Başvuruların, engelli raporu süresi bitenleri de kapsaması ve süresi bitmiş olsa da başvurularının kabul edilmesi önemlidir.
  7. Engelli ve engelli yakını olan çalışanlar, alınan kararların kapsayıcı olmaması nedeniyle sorun yaşamaktadır. 1 Haziran 2020 tarihine dek verilen idari izin, kurumların hatalı yorumu nedeniyle işe girdikten sonra engelli hale gelen birçok çalışanı kapsamadığı gibi özel sektörde çalışan engellilerin hiçbirini kapsamamıştır. Kaldı ki izinler, 1 Haziran 2020 tarihinde sonlanmıştır. Engelli çalışanların sosyal mesafeyi korumakta, maske takmakta ve gerekli hijyeni sağlamakta zorlanacağı, olası bir ikinci dalgada daha fazla risk altında olacakları yadsınamaz.
  8. Özel sektörde çalışan engelliler ücretsiz izne çıkartılmıştır. İşten çıkartılmanın yasaklanması iyi bir uygulama olmakla birlikte, yasağın kalkmasıyla birlikte, işletmelerin mali güçlük yaşamaları sonucu, ilk işten çıkartılacaklar engelli çalışanlar olacaktır. Kaldı ki süreç içinde kısa çalışma ödeneğinden engelli çalışanların çoğu yararlanamamış, bu kişiler sigortalı göründüklerinden sosyal yardım da alamamışlardır. Sosyal yardım alacakların listesinin, pandemi öncesi belirlenmiş olması, süreç içinde ihtiyacı olanların listeye dahil edilmemesi önemli bir sorundur.
  9. Engelli çocuğu olan çalışanlar, kreşlerin, okulların kapanması, aile büyüklerinden destek alamamaları ya da bakıcıların eve gelememesi nedeniyle güçlük yaşamaktadır. Özellikle tek ebeveynli çalışanlar için süreç çok zordur. Diğer yandan, bakım desteği kesildiğinden, engelli çocukların ve yaşlıların bakımlarının ve diğer ev işlerinin; evdeki yaşı büyük çocuklara özellikle de kız çocuklara kaldığını, dolayısıyla kız çocukların bu süreçten orantısız etkilendiklerini söyleyebiliriz.
  10. Pandemi sürecinde engelli aylığı ve evde bakım aylığı yeni başvurularının, sosyal inceleme yapılamaması nedeniyle sonuçlanmamış olması ve süreç içinde her iki aylık için kesintiye gidilmesi, birçok engelli ve ailesini mağdur etmiştir.
  11. Ülkemizde yaşayan yabancılar da pandemiden olumsuz etkilenmişlerdir. Örneğin, evde bakım aylığı ile ilgili yeni başvuruların pandemi süreci öncesinden, Bakanlığın yazısıyla durdurulmuş olması önemli bir sorundur.
  12. Süreç içinde verilen özellikle anlık paylaşılan bilgiler, erişilebilir formatta verilmemiştir. Bilgilerin erişilebilir formatta verilmemesini, engellilerin bilgiye erişim hakkının ihlali olarak değerlendiriyoruz. Süreç içinde bilgilerin nasıl verileceğine ilişkin engelli örgütlerinin bildirimlerinin dikkate alınmasının gerekliliğini önemsiyoruz.
  13. Özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin durdurulması, çocuklarda kazanımlarda geriye gidişler, ağrıların ve engelliliğin artması, ilave davranış ve uyum bozukluklarına neden olmuştur. Süreç içinde, özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin durdurulmasından öte, nasıl bir önlem alınacağına dair hiçbir çalışma yapılmamış olmasının, telafisi güç zararlara yol açması kaçınılmazdır. Özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti veren merkezlerin bir şekilde desteklenerek, merkezlerin halen ailelere gönüllü vermekte olduğu (uzaktan/online/görüntülü hizmetle) hizmetlerin de dikkate alınarak düzenlenmesi gerekirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kararıyla merkezlerin 15 Haziran 2020 tarihinde, ailelerin ve kurumların talepleri doğrultusunda açılması kararı endişe vericidir. Bakanlık, maske takması imkansız olan çocukları dahi düşünmeden “maske takmayanların kurumlara alınmaması” yönünde karar vermiştir. Normalleşme sürecinin vaka sayısını artırdığı gözlemlenirken, kararın engelli örgütlerine danışılmadan alınması nedeniyle, birçok engelli çocuk risk altındadır.
  14. Anne ve babaların sorunlarla baş edememeleri nedeniyle dikkatleri dağılmış, ev kazaları artmıştır. Sorunlarla baş edemeyen ailelerde ev içi şiddetin de arttığını bildirmek isteriz.
  15. Kurumlarda işlerin önemli ölçüde yavaşladığını ve verilmeyen hizmetler için COVID sürecinin bahane edildiğini tespit ediyoruz. Örneğin; eskiden zaten ayları bulan vergi indirimi başvurularının bir yıla yakın sonuçlanmaması, özellikle erken emeklilik için vergi indirimi alması zorunlu olan işçileri mağdur etmektedir.
  16. Bunlarla birlikte raporlara itirazların ve kontrol muayenelerinin durdurulduğu bu dönem, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun erken emekli olmuş kişilerden istediği kontrol muayenesine ilişkin raporların teslim edilememesine neden olmuş, bu nedenle birçok kişinin emekli aylığı kesilmiştir.

Tüm bu sorunların ve çözüm önerilerinin değerlendirilmesi için, engellilerin ve onları temsil eden örgütlerin karar alma süreçlerine dahil edilmeleri zorunludur. Ancak süreç içinde bu zorunluluğa uyulduğunu göremedik. Engelli örgütlerinin sorumluluğu, bu süreçte sahada etkili bir izleme yapmaları ve bunları raporlamaktır. Kuşkusuz, 2023 Ekim ayında, sivil toplum örgütlerinin Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Komitesi’ne sunacakları gölge raporun önemli bir bölümü COVID-19 pandemisine dair olacaktır. Bununla birlikte, engelli örgütlerinin COVID-19 ile mücadeleye ilişkin deneyimlerini ve izlemlerini birbirleriyle paylaşmaları da önemli bir sorumluluktur.

Sosyal Medya'da Paylaş!
No Comments

Post A Comment